12 Mayıs 2016 Perşembe

TREK HAREKÂTI NEDEN İPTAL EDİLDİ?



Türk Dil Kurumu’na göre tren; isim Fransızca train Demir yolunda yolcu ve yük taşımakta kullanılan, bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi, katar,  şimendifer, direk kelimesi ise, isim Ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek olarak tanımlanmış.
Bu durumda “Trek “ sözcüğü, tren ve direk kelimelerinin birleşmesiyle oluşuyor. (Bu kelime sosyal medyada son bir yıldır gündemde.)

Çok çok büyük büyük Britanya halkı, atlarla bir yerden bir yere gitmek, hem zaman alıyor hem de malları taşımak zahmetli, bu soruna bir çare bulmak lazım diye, düşünmeye başlamışlar. İçlerinden adı Richard (Aslan Yürekli) olan birisi, demir atı icat etmiş. Böylece sorun ortadan kalkmış olmuş. O demir at gelişmiş gelişmiş ve şimdiki trenler halini almış ya da bizim deyişimizle treklere dönüşmüş.

Şimdi teze göre, teribatta açık bulursak ve bu açıktan harekât düzenlersek, teribat kullanılmaz hâle gelir ve teribat çöker. Ama araştırmalar sonucu, 23 noktada (Bu sayının herhangi bir özel anlamı yok.) teribat açığı keşfi yapıldı.

23. noktadan daha fazla açık bulmak gerekiyordu ki, teribat, domino etkisi yapabilsin. Tabi bu arada QCHG (harf yerleri bilerek değiştirildi.) havada yatıyordu. Daha fazla açık bulanamadığı için trek harekâtı iptal edildi.

Neye hikmet, neye kısmet gibi bir durum ortaya çıktı. Sonra konu çok başka bir boyut durumuna geçti. CHQG hâlâ ortalıkta yoktu.

Tabi bunun dışında A ve B körfez enerji kaynakları da tahrip edilecekti.

Tatbikattı, yok bomba alarmı bunlar hep Pişekâr ve Kavuklu hikâyeleri bibisi… gülücük

Ortalıkta olmayan bu gqhc şimdi ortalıkta dolaşıyor, ama neden ben hâlâ iletişim kurabiliyorum onu çözemedim.

Neyse mrx sinema filmleri ile, bu iş olmaz ya da olabilir. Şimdi başka bir alanda çok daha güzel bir keşif yaptık. Bu sefer çember daralıyor…

3 Mayıs 2016 Salı

STANFORD HAPİSHANE DENEYİ

1971 yılının Ağustos ayında, ABD Stanford Üniversitesi’nde psikolog olan Philip Zimbardo liderliğindeki bir grup araştırmacı, her insanın gerekli şartlar oluşursa ve kontrolsüz güç verilirse neler yapabileceğini gözlemlemek için bir deney yapar.

Bu deneyde Stanford Üniversitesi Psikoloji bölümü bodrumunda bir hapishane simülasyonu kurulur.
Hapishane psikolojisini araştırmak için, erkek üniversite öğrencilerine ihtiyaç var. Günlüğü 15 dolardan 1-2 haftalığına, 14 Ağustosta başlıyor. Daha fazla bilgi ve başvuru için 248 numaralı odaya gelin. Jordan Binası, Stanford Üniversitesi.  

Yukarıda geçen ilan metni yayınlanır.

70 başvuru alınır. Mülakat sonrası 24 kişi kalır. Kura çekilir ve 12’şerlik 2 grup halinde mahkûmlar ve gardiyanlar olarak ayrılırlar. 

Mahkûmlar toplumun işleyişini ve huzurunu bozmuştur ve hapishanede, gardiyanların denetimi altında rehabilite uygulanacaktır.

Gardiyanlara verilen yetkiler mahkûmları etkileyecek ve hapishane şartlarına itiraz etmelerine neden olacaktır. Bu durumda hapishane düzeni bozulacak.  Gardiyanlar hapishane düzenini yeniden tesis etmek için yetki verilir. Güç kullanılır ve düzen yeniden sağlanır.  Gardiyanlar mahkûmların tekrar bir girişimde bulunmaması için önlemler alma ihtiyacı duyar ve mahkûmlara baskı yapmaya başlarlar. Gardiyanlar bu defa mahkûmlara sadistlik davranışları gösterecektir.


Deneye katılan öğrenciler bu işi para ihtiyacı duydukları için, deneyde denek olmayı kabul etmişlerdi ve bu denekler 20’li yaşlarda bulunmaktaydı.


PKK ile Türkiye arasındaki yıllardır olan çatışma, Suriye’de gruplara ayrılan taraflar arasında yaşanan çatışma, İŞİD’in, 11 Eylül sonrası hapishanelere alınan mahkûmlar tarafından kurulması,  Stanford Hapishanesi deneyi sonrası oluşan bulgular ile bire bir paralellik gösteriyor.


Bir tarafa tam güç veriliyor bir tarafa az güç veriyor. Sonra bu iki taraf savaşıyor. Üçüncü bir taraf ise bu savaşı yönetiyor. Olay bu kadar basit.


Peki bu deney kadınlar üzerinde de yapılmış mıdır? Kesinlikle yapılmıştır ama bu deneyin bulguları tabi ki paylaşılmayacaktır.


Hazine Müsteşarlığı’na, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapmış olan Tansu Çilleri’in hazineyi soyması, bence güzel örnek.


Zaten kadınlar üzerinde erkeklere otorite sağlama ilk insandan beri var.

Parayı elinde tutanlar da bu örneğe dahil.